Tüm dünyasal yaşantımızda kendimize yetecek olanı bilmek, bunun dışında kalanı başkaları ile paylaşabilmek önemlidir. Maddi açıdan baktığımızda, bu şekilde bir düşünce sistemine sahip olmak bizim maddiyatın bekçisi konumunda bir yaşam sürmemizin önüne geçer. Yoga yolunda ilerlerken ise duygularımızı, düşüncelerimizi, deneyimlerimizi, bilgilerimizi paylaşabilmemizin önem kazandığını fark ederiz. Bu paylaşımı gerçekleştirdiğimizde kendimizi daha rahat ve daha anlamlı bir yaşantı içinde buluruz. Bunu yapamadığımız zaman yürüdüğümüz yolda kopukluklar yaşarız. Kendimize özel olarak değerlendirdiğimiz düşüncelerimizle, duygularımızla, deneyimlerimizle ve bilgilerimizle çevremizden koparak uzaklaşır, sadece kendimiz için yaşamaya başlarız. Öyle bir an gelir ki sevgilerimizi de, üzüntülerimizi de, bilgilerimizi de tek başına deney imlemek zorunda kalırız. Bu bizim Yoga çalışmalarımızdaki ve dünyasal yaşamımızdaki bakış açımızı ve ufkumuzu daraltır. Oysa Yoga yolunda olduğu kadar yaşam yolunda da her deneyim kendimize ait olmasa da eğitici, öğretici ve değerlidir. Yoga' nın çalışmalarında da, yapılan çalışmalara ait duyguların, duyumsamaların, bilgilerin paylaşılması önemlidir. Bu şekilde kişiler spritüel yaşamda birbirlerini bir adım daha yukarıya çekerler, birbirlerinin önünde yeni ve anlamlı ufukların açılmasına yardım ederler.
Önemli olduğunu düşünerek ve altını çizerek burada hemen şunu belirtmek isterim. Bin yıllar evvel hayat bulmuş, önem kazanmış, insanları etkilemiş, onların düşünce şekillerini ve yaşantılarını değiştirerek daha huzurlu olmalarını sağlamış Yoga konusunu irdeleyerek izaha çalışırken söyleyeceklerim benim bildiklerimin, yine benim tarafımdan yorumlanması ile ortaya çıkmaktadır. Eksikleri, fazlalıkları, yorum farklılıkları, yanlışları olabilir. Bu nedenle burada yazılanları okuduğunuzda düşünmek, araştırmak ve mantık süzgecinden geçirmek yolunu kendinize kapatmayınız. Daha üst bilgilere ulaşabilmemiz için sizler de bilgilerinizi ve deneyimlerinizi paylaşınız. İşte bu paylaşım Satsang’ dır.
Belki de burada ilk vurgulanacak olan, pek çok yerde de önemle üzerinde durularak kavram karmaşasına yol açmamak için izaha çalışıldığı gibi, Yoga’ nın inanç sistemi olup olmadığı konusunu açıklığa kavuşturmak olmalıdır. Ben, Yoga' ya, onun felsefi yapısına ve çalışmalarına bir inanç sistemi olarak bakmıyorum. Yoga konusunda bilgilendikçe ve çalışmalar ilerletildikçe bu gerçeğin daha kolay ve net şekilde ortaya çıkacağını, bu konudaki bulanık zihinleri berraklaştıracağını biliyorum. Burada inanç sistemleri hakkında düşüncelerimi özetleyen şu sözleri de ilave etmek isterim. “Evrendeki hakikatin tek olduğunu düşünüyorum, hangi inanç sisteminden yola çıkılırsa çıkılsın varılmak istenilen noktanın yine aynı olduğunu ancak yürünülmek istenilen yolun farklılıklar gösterdiğini kabul ediyorum.”
Bin yıllar evvel ortaya çıkmış olan, en eski yazılı belgelerden birisi olarak kabul edilen Veda' lardan kaynaklanmış düşüncelerin, Upanishad' lardan alınmış sözlerin bir karması olarak oluşturulduğu düşünülen Yoga' nın düşünce sisteminin ve yapısının yazılı belgelerden çok daha önce var olduğunu söylemek her halde yanlış olmaz. Ama onlardan tamamen bağımsız olduğu da söylenemez. Bu nedenle de Yoga yolunu daha iyi kavrayabilmek için Sanskritçe adlara, deyimlere ve kavramlara eğilmek, bunları anlamak gerekir diye düşünüyorum. Bin yıllar evvelden gelen bu bilgilerden bağımsız olarak ortaya konulmuş günümüz bilgilerini ve bunların Yoga düşünce sistemi ile örtüşen taraflarını üst üste koyduğumuzda bizim arayışlarımıza açılımlar getirdiğini görmekteyiz. Bu nedenle, yazılarımda eski bilgilerin günümüz bilgileri ile örtüştüğü noktaları da ön plana çıkartmaya çalışarak bunları izah edebilmenin çabası içinde olacağım.
Yoga konusunda bilgilenmeye başlamadan önce Yoga' nın felsefe yapısının, içsel çalışmalarının ve bedensel uygulamalarının olduğunu hatırlatmak, felsefi yapının öğrenilirken, bedensel çalışmalarının da bununla beraber yürütülmesinin, belli bir olgunluğa eriştikten sonra içsel çalışmaların bunlara katılmasının doğru olacağı kanaatimi burada belirtmek istiyorum.
Yoga yolunu anlatmaya çalıştığımda, bilgilerim dâhilinde o konu hakkındaki çeşitli görüşleri, inanışları bir arada vermeye gayret göstereceğim, bu da zaman zaman konunun dışına çıkıldığı izlenimini verecektir. Umarım ki tarafınızdan bunların içinden mantıksal olarak en doğru olan bulunarak kullanılabilir. Zaman zaman doğa olaylarını ve enerji hareketlerini izah edebilmek amacıyla bunların sembolleştirildiği daha sonraları da Hint dinsel inanış sisteminde yer bulmuş olan isimlerden bahsetmemiz gerekecek. Tüm bunların genelde doğada ve evrende gerçekleşen olayların, doğada saklı ya da açık olan güçlerin, enerji hareketlerinin izahında kullanılan semboller olarak değerlendirmenin düşüncelerin açılımı bakımından gerekli olduğu kanısını taşımaktayım. Umarım ki sadece Yoga yolunda öğrenilecek ve uygulanacak enerjilerin, enerji boyutlarının ve bazı kavramların izahı için kullanılan bu isimler yanlış algılamalara yol açmaz. Bin yıllardan beri taş taş üzerine konularak inşa edilmiş Yoga' nın düşünce sistemi bu pencereden bakılınca kişinin içsel yapısını anlamaya, evrenin yapısını çözmeye, evrenle bir olunduğunun anlaşılmasına ve kendimize sorduğumuz ya da sormaktan korktuğumuz pek çok sorunun cevabını bulmaya çalıştığımız bir yol olarak karşımıza çıkar.
Yoga çalışmaları ve bu konuda bilgilenmek, edinilen bilgiyi tamamen özümseyerek kabul etmek, çalışmalara ve varılacak sonuçlara içten inanmakla mümkün olmaktadır. Yapılan işe olan inanç zayıfladığında, acele edilerek öğrenilmesi gerekenler öğrenilmeden atlanıldığında yeteri kadar faydanın temin edilemeyeceği ortadadır. Bedensel çalışmalarda bile kolaydan zora doğru yol alınır, hatta her bir çalışmanın bıkmadan, usanmadan defalarca tekrarı ile o çalışmada usta hale gelinmesi istenilir. Duyumsamaların gelişmesi ve kişinin kendi iç benliğini fark etmesi yolunda yapılacak çalışmalar da basamak basamak ilerlenmesini gerektirir. Bedensel ve içsel çalışmaları Yoga' nın düşünce şekli ile birleştirmek onları daha anlamlı ve faydalı hale getirecektir.
Tüm bunlar, küçümsenmeyecek bir sabır ve azim gerektirir ama elde edilebilecek kazanımlar düşünüldüğünde ve Yoga' nın felsefi yapısı anlaşılıp kabul edildiğinde yapılan tüm bu uğraşıların getireceği mutluluk ve huzur ortamı, Yoga öğrenmenin ve uygulamanın bu çabaya değer olduğunu bize anlatır.
Doğadan ve doğal halimizden her an biraz daha uzaklaşarak içinde kaybolup gittiğimiz gaddar, acımasız ve bencil dünya şartlarının günümüz insanı üzerinde olan baskısı düşünüldüğünde, karanlık çağın karmaşası fark edildiğinde Yoga, bunlardan en az etkilenebilmek için yürünen bir yol olarak karşımıza çıkar.
Yoga' nın ilk basamağını meydana getiren çalışmalardan birisi Asana adı ile anılan bedene yönelik uygulamalardır. Bizimde bu uygulamalardan ilk beklediğimiz eğitilmiş, esnek ve sağlıklı bir bedene sahip olmak olacaktır. Muhakkak ki bir müddet sonra bu kazanımların bizlere yetmediğinin farkına varacağız. Fiziksel bedenimizin kendi içerisinde kurmuş olduğu dengesini uzun yıllar devam ettirmesini isteyeceğiz ve sağlıklı bir yaşlılığı arzu edeceğiz. Yoga yolunda ilerledikçe bunun gerçekleşmesi mutluluğunu yaşayacağız.
Çalışmalar ilerledikçe zihnimizin eğitilebilirliğinin farkına vararak bu eğitimin neticesinde dengeli düşünmeyi ve dengeli yaşamayı öğreneceğiz. İçsel yapımızda kurduğumuz bu denge ile stresi ortadan kaldıracağız, ya da en alt seviyeye indireceğiz. İçsel yapımızı negatif yönde etkileyen ben ve benim kavramlarından vazgeçerek bencil isteklerimizden arınıp onların önüne geçeceğiz, hoş görülü, sevgi dolu ve merhametli olmanın bize vereceği içsel huzuru yakalamaya çalışarak heyecanlarımızı, korkularımızı ve öfkelerimizi yenmenin yollarını arayacağız. İyilik ve kötülük kavramlarının ötesine geçerek koşullar ne olursa olsun sakin, dingin, stressiz bir yaşamın yollarını bulmaya çalışacağız. Çalışmalarımızı tam bir inanmışlık ve konsantrasyon ile sürdürdüğümüzde kısa süre içinde beynimizin ve vücudumuzun istediğimiz bu dinginliği ve dengeyi kazanarak birbiri ile uyum içinde sağlıkla faaliyetine devam etmekte olduğunu fark edeceğiz.
Çalışmalarımızı düzenli sürdürdüğümüz ve Yoga' nın düşünce sistemi içinde kendimizi yoğurduğumuz takdirde tüm canlılara, doğaya, olaylara, dünyaya ve hatta evrene bakış açımızın değiştiğinin farkına varacağız. Bu yaşantıdan ve çevremizden beklediklerimizin, bunun yanında değer yargılarımızın değiştiğini göreceğiz.
Pek çok yerde Yoga yolu yüksek bir dağa tırmanmakla benzeştirilerek tarif edilmek istenir. Burada şunu söyleyerek bölüme son noktayı koyalım.
Yoga çalışmalarının her aşaması zor ya da kolay ayırımı yapılmadan, büyük bir şölen havası içinde, bir töreni icra edermişçesine, bilinçle yapılmalıdır. Çünkü bu çalışmalar kendilerine gösterilecek özeni hak edecek kadar özeldir.Yoga konusuna ilgi duymakla, gerekli sabrı ve azmi göze aldığınıza, bu yolda bilinçle ilerleyeceğinize inanmak istiyorum. Hepinize temkinle yürümeye başlayacağınız bu yeni yolda, yeni kazanımlar ve başarılar dilerim..